tekirova sundance nature village var benzer konsept.

Antalya sehirici gormediyseniz kaleicinde filan guzel bir butik otelde kalabilirsiniz.

olimpos'da orange pansiyonda kalabilirsiniz. ben geçen 2 sene kaldım. memnundum. yemekler, odalar fiyata göre güzeldi. oradan 1 gün adrasan'a da gidebilirsiniz. ayrıca olimpos veya çıralı'da kalacaksanız eren kaptan ile tekne turu önerebilirim. ondan da çok memnun kalmıştım.

bütçeyle ve vizyonla ilgili bir durum. eğer basit kurumsal, websiteyle paralel çalışıp, sürekli güncelleme gerektirmeyecek bir uygulama ise freelancer'a yaptırsın. yok eğer problem çıktığında müşteri kaybına neden olacak, hatalarda hemen müdahale edilip güncelleme filan yapılacaksa, devamlılığı olup üzerine yeni özellikler de eklenecekse kurumsal bir firma ile çalışsın.

freelancer ile çalışmanın dezavantajlarından biri de tasarım olur, normalde firmalarda yazılımı ve tasarımı farklı kişiler yapar. freelancer'da ise ya freelancer'ın kendisi yapar ki hem çok iyi tasarım yapıyor hem de kod yazıyorsa aşmış diyebiliriz :) ya da freelancer tasarımı başka bir freelancer'a yaptırır.

bu durumda sizin tasarıma müdahaleniz kısıtlı olur.

findeks raporu

e-devlet'ten merkezi kredi limit raporu alabiliyorsun ücretsiz.

www.turkiye.gov.tr

Alışveriş sitelerinde fatura kesmek zorundasınız, fakat sosyal medya üzerinden böyle bir şartınız bulunmuyor. buna ek olarak , Üretici kadın pazarları mevcut. oralarda da bir tezgah ile anlaşıp, faturasız satış yapılabilir.

esnaf vergi muafiyeti belgesi diye bir şey var onu alırsan vergiden muaf bir şekilde satış yapabiliyorsun.
fatura yerine de kırtasiyelerden bulabileceğin gider pusulası var. onu doldurup verebiliyorsun, fatura yerine geçiyor karşı taraf için.

mesela n11 bu belgeyle gelen satıcıları kabul ediyor, vergi levhası yerine bu belgeyi beyan ediyorsun. burada tek sorun faturada sorun çıkarıyorlar mı onu danışmak gerekiyor, çünkü fatura kesmek zorunlu demişler ama zaten keseceğin gider pusulası devlet tarafından fatura olarak kabul ediliyor, bence bu belgeyle başvuruyu kabul ediyorlarsa gider pusulasını da fatura olarak kabul ediyorlardır.

www.n11.com

en aşağıda sss 3. soru.

Hiçbir şeye gerek yok.

Pazarcıyım ben. Çok ayrıntılı bilgi için istersen pazarcılık/@rezilrusfaddam entryme bakabilrsin.

Pazarda kimse sana vergi levhası ya da benzeri bir evrak sormaz. Görülmüş sey degildir. Sadece bazen zabıta yerlerin karışmasına engel olmak için yer sahiplerini falan arar. Bunun da sizle alakası olmaz.

Pazarda gündelik ya da aylık olarak, sahıslardan tezgah yeri kiralar ve satış yaparsınız.

Üstte linki yanlış yazmışım

#83634484

Pazarcılık/rezilrusfaadam

Linkler çalışmıyor galiba burada. Pazarcılık başlığında benim yazdığım ve gereken her bilginin olduğu entriyi bulabilirsiniz.

Zebramoyu araştırın

@rezilrusfa
Online pazar yerlerinden bahsetmiştim.

Pardon o zaman

ağustos eylül gibi

2019'daki,

09 Temmuz 2019 - 17 Ekim 2019 arasındaydı.

2018'deki

12 Temmuz 2018 - 2 Ekim 2018 arasındaydı.

bence bu ay gelir.

geldi,

www.apple.com

Hatırladığım;

kabuğuyla beraber bir iki gün suda bekletilir, sonra dikkatlice kabuk çatlatılır (komple soyulmaz), sonra sivri kısımları aşağı gelecek şekilde dik olarak toprağa ekilir ve sürekli nemli tutulur.

Ekildikten sonra bile tohumlar fazla sulanırsa boğulur, oksijen alamazlar, siz bir de kapalı poşete koymuşsunuz. Çürümemesi çok zor zaten, nereden öğrendiniz bu yöntemi?

bence çimlendirme. direkt toprağa at ve nemli tut toprağı.

@john youtube'da benzer çekirdekli meyveler için öyle yapmışlar hep ben de öyle yapayım dedim.

bir de dediğiniz gibi deneyeyim o zaman.

Eğer çekirdek çimlenir de fidan büyürse, onu aşılaman lazım biliyorsun değil mi? Verimli bir meyve verimi olmaz yoksa, ata tohumu mahsülü bir kayısı ağacı değilse hibrit ticari ağaçtır, çekirdeğinden meyve veren ağaç zor olur.

yok derdim meyve değil zaten, biliyorum meyve vermeyeceğini.

reactjs mi bu?

gayet açık aslında dönen array array olmasına set ettiğin yerde acaba nasıl set ediyorsun

this.setState kısmında console log yap tekrar çıktısına bir bak, installments'a bak, array olmadığı kesin. paylaştığın console.log çıktısında başka veriler de var, başka bir şeyi console loglamışsın da onun verileriyle karşılaştırıyorsun gibi.

Promise e odaklan

Postman'de görünenle Promise'teki aynı veriler değil. _55.map olmalı mesela. Orada bi hata var.

bazı esnaflar hak geçmesin isterler. açıkçası ben de hak geçmesin isterim bana göstere göstere 16 gr fazla koyduysa beni rahatsız eder. parasını ödediğim şeyi almak isterim.

çekirdek ya da safran olması benim için durumu değiştirmez.

bu kadar kasmayın ya. 1000'de 16, yani yüzde 1,6.

çekirdek ne kadar bilmiyorum, hiç yemem ama kilosu 15 lira olsa 25 kuruşluk çekirdek. töbe töbeeee. 25 kuruş için adamın harcadığı enerjiye değmez. alanın da verenin de umursamaması lazım. ben olsam garibime giderdi ama ilk seferde öyle çok rahatsız etmezdi beni.

he belki şöyle düşünüyor olabilir: günde 10 kişiye 25 kuruşluk malı fazla verse, ayda 75 lira yapıyor. sen 100 lira de. 100 liralık malı bedavaya vermiş oluyor (gerçi sonuçta umursamayıp 3-5-15 gram fazla koyan yerler var ama). müşteriyi rahatsız edici bir durum olsa da böyle düşünüyor olabilir. böyle düşününce belki de adam haklı, bilemiyorum.

işletmeciye bir şey demem.
tekrar orayı tercih edip etmemek konusunda tek başına yeterli bir veri değil bu.

Muhtemelen daha önce 1.1 kg falan vermişlerdir müşteriye o da şikayet etmiştir. Onlar da söve söve fazlasını alıyordur artık.

çok takılmamak lazım.

mesela konunun seninle hiç ilgisi de olmayabilir, adam obsesiftir, tam 1 kg yapmak istemiş olabilir.

sizi düşündüğü için yapıyor olabilir. 16 gram fazla para almış olacak ve prensip sahibi insanlar için 5 kuruş ile 5 liranın farkı yoktur.

O degil bir karikatur vardi, aradim bulamadim esnaf soruyor 20 gr fazla oldu abi geri alayim mi? Adam yok, problem degil diyor. Icinden: ulan it boyle boyle diye diye batirdin beni bu fazla koymalarin yuzunden, fabrikatordum ben falan diyordu:) Esnaf dogrusunu yapmis, sizin mudahale etmeniz lazim, problem degil usta falan diye, yoksa musteri ne istediyse onu vermesi lazim

16gr 10 kişi gelse 160gr 100 kişi gelse 1600gr.
kilosu 20tl olsa 32tl.

adam takıntılı olabilir, daha önce niye fazla verdin demiş olanlar olabilir. sonuçta siz zararlı çıkmıyorsunuz bu durumda. niye rahatsız olalım ki? mesela kasapta falan da 580 gr oldu verelim mi falan diye sorarlar. bu sormamış da almaya çalışmış değişik ama itici gelmedi bana.

böyle cins adamlar var. sadakası olmasın hiç. esnaflıkta adettir.azcık senden müşteriye gitsin . tabi bunlar unutuldu artık.

ben bir süre mangal kömürü, piknik gereçleri vs. satan bir yerde çalışmıştım. sattığım şey mangal kömürü. sizin örneğinizdeki gibi 20gr fazla gelse onu ayarlamaya, denk getirmeye çalışıyordum. bunu yapmamdaki sebep ben mal sahibi değilim,çalışanım ve hak geçsin istemiyorum. evet dışarıdan üçün beşin hesabını yapmak gibi geliyor, hatta müşteriler altın mı tartıyorsun diye takılırlardı bana ama içim öyle rahat ediyor napayım.

buradaki yorumlar şaşırttı beni. adam resmen saçmalamış. esnaflık bu değil.

geçen kronotrop a gittim ilk defa gram hesabı ile espresso yapılan yer gördüm.

fazla geldi çay kaşığı ile aldı az geldi koydu vs.

ben ayni parayi odeyecekmissiniz gibi anladim ama yorumlarda bazi arkadaslar sanki son tutari odeyecekmissiniz gibi anlamis.

ben hic takmam bu olaya. zira cekirdek kolay ayarlanabilir bir sey, elma armut degil. tutari degisecekse ve onu odeyeceksem kalsin derim. ona ragmen bile duzeltmeye calisanlar oluyor.

musteriler cok takik olabiliyor boyle seylere. o yuzden ben kotu niyet oldugunu dusunmuyorum.

Sana vereceği miktar icin degil de son kalan urunun eksik cikmasindan endişe ediyor olabilir. 5 kg malin 4,016 kg'ini sana verirse geriye kalan 1 kg tam 1000 gram gelmeyecek. Esnaf dediğin insanin isi ufak hesaplar yapmaktır. Isin içerisine din hak vs. de girerse bu hesabın yapılması çok normal. Kurumsal yerlerde daha çok dikkat edilir. Tchibo'dan 100 gr kahve istersen 99 gr veya 101 gr vermezler mesela.

Tek seansta biter o ne üç dördü? 100 tlden fazla olmamalı.

2 seans sürebiliyor. alt çene ve üst çene uzun süre yapılmadıysa.

sürekli temizlikte 1 seansta hallolur.

ben en son 150 vermiştim sanki.

hayatımda ilk kez 27 yaşında yaptırdım ve 10 dakika falan sürdü. 100 tl aldılar. (geçen yıl)

iki seans normal, üç-dört seans diş taşınız çoksa ihtimal dahilinde.
fiyat olarak istanbul'da 200-300 aralığı güncel.

mevcut ücret tarifesine göre tek çene 165 tl.

diş taşının yoğunluğuna ve kanamasına göre 2 seansta yapabilir. 300 tl tüm ağız için normal bir fiyat. diş taşı sonrası diş yüzeyleri de temizlenecek mi diye teyit iste.

prntscr.com

3-4 seanslık bir iş olsa 300 tl olmaz, daha pahalı olur, muhtemelen total fiyatı kabul edilebilir göstermek için öyle dedi.

daha önce 3-4 kere temizlettim, max 200 (iki seans toplam fiyat) vermiştim. 300 alıyorsa çok titiz çalışıyor olması lazım.

normalde devlet hastanesinde filan yaptırsan 10 dk'da yaparlar.

iki seans olmasının nedeni önce temizliyor, diş etleri toparlansın diye antibiyotik veriyor onu kullanıyorsun. diş etleri kendine geldikten sonra tekrar temizliyor.

özetle 300 bir tık fazla gibi geldi 250 dese düşünmezdim mesela ama 300 cıks. kesin vergi de kaçıracaktır.

mantık olarak fark yok ikisi de otomatik oluyor.
felsefe olarak tam otomatik genelde çok yakar ama masrafsızdır.
yarı otomatik genelde daha az yakıt tüketir ama masraf çıkarabilir.
bu masrafların da genel kaynağı istanbul trafiğidir. yarı otomatiklerde aşırı trafikte manuel moda alıp kullanmak gerekir. o yüzden toyota mmt, vw yarı otomatik şanzımanları baya kötü şöhrete sahiptir. çünkü kullanıcılar bilgi kitapçığı okumaz.

yarı otomatiği hiç kullanmadım ama yolcu olarak binmiştim, vites geçişlerinde filan normal vitesli araba gibi hissettiriyor.
fakat onun dışında bir fark yoktu, aynı vites d/n/r/p ve debriyaj yine yok. vites değiştirmek için otomatikte olduğu gibi yine frene basıyorsun.

özetle kullanımda bir farkı yok, motor kısmında fark var.

ha bir de yarı otomatiklerde yokuştaysan araba geri kaçıyormuş diye duymuştum yine burada bir soruda. çok önemli bir detay değil hatta aracın kendi yokuş kalkış desteği var olabilir ona da bakmak lazım.

Kullanıcıya kullanımda yansıyan fark yoktur iki pedalınız olur gaz ve fren. Toyota'larda kullanilan mmt, opel'lerde kullanılan easytronic peugeot'larin 2017ye kadar kullandığı auto6r veya etg'si tamamen aynıdır. Sizin yerinize debriyaja sistem basar ve vitesi büyütüp küçültür. Bu sistem size en fazla manuel kadar arıza çıkarır çünkü teoride ve pratikte manuel gibi baskı balata volana sahiptir. Bunun dışında vw, seat, skoda'da dsg, renault ve nissan'da edc veya ford powershiftler çift kavramalı yarı ototmatik olarak geçer. Vites geçişleri pürüssüzdür sadece kalkışta çok az bir bekleme yapar. Ariza verirse ozellikle mekatronik vs. ocağınız söner. Bunun dışında son zamanların en iyi şanzımanı peugeot'un japon aisin ile geliştiridigi tork konvertörlü eat şanzımanları. Bakım gerektirmez dsg kadar iyidir ve sorunsuza yakındır.
Bunun dışında bmw ve bazı markaların kullandığı zf şanzıman çok başarılıdır. Ayrıca cvt vardir japonlar kullanır değişken oranlıdır. Araca gazi verseniz bile belirli yuksek devirde tutunarak şanzımanı kontrol eder. Kullanımı keyifsizdir. Ama sorunsuzdur.

sıradan bir kullanıcı için özet:

tek kavramalı otomatik berbattır, manuel şanzımandan tek farkı debriyaja sürücü yerine robot basar. vites geçişleri sarsıntılı olur. yakıt tüketimini artırmaz ama hayat konforunuzu azaltır, yalnızca manuel kullanamayan insanlar almalı bence.

çift kavramalı otomatik ve tork konvertörlü olanlar genelde konforludur. çift kavramalı olanlar tork konvertörlülere göre daha az yakıt tükettirir ama masraf açtı mı çok masraf açar. (yeni nesil tork konvertörlüler yakıt tüketimi dezavantajını kapatıyor giderek)

kapatılıyordu ama acemi bir sosyal medya ekibiyle çalışıyorlar ya da art niyet var bence. bunu ön göremeyip dislike like ve chati kapamamak ne bileyim... bile bile lades.

diktatör olsa kapatırdı. kapatmadı, demek ki diktatör değil.

edit: hiç bakmadım chat açık mıydı diye. bence tahmin etmediler böyle bişeyi.

Chati kaparri fezagezgin

chat önceden açıktı sonradan kapattılar. uzun bir süre açık kaldı chat.

like dislike kapatılamıyor yani tuşlar hep işlevde ama başkalarının like dislike sayısını görmesini engelleyebiliyorlar, yapmadılar, halen yapabilirler ama yapmıyorlar. muhtemelen tekrar gündeme getirmek istemiyorlar konuyu, unutulmasını bekliyorlar.

Bundan da mağduriyet kasmak varken.

Rövanşı Seçimlere bırakmışlardır diğer bir çok şey gibi.

Freepik’te bulabilirsiniz belki.

shutterstock'ta şu an ilk 10 görsel ücretsiz, normal üye olur gibi üye oluyorsunuz kredi kartı bilgilerinizi girerek. herhangi bir para çekmiyor.

üye olduktan sonra 10 fotoğrafı indirebiliyorsunuz, istediğiniz zaman da hesabınızı iptal edebiliyorsunuz.

www.pexels.com

unsplash.com

Pexels demeye geldiydim

twitter.com

şunlara sor

after effect programında yapıyorlar olsa gerek. motion infographics diye de aratın

after effect içinde yapıyolardır, muhtemelen hızlı netice almak için hazır ae template kullanıyolardır ve envato market içinde satılıyordur.

örnek bıraktım bir adet

videohive.net

flourish.studio

bar chart race
animated bar chart race

şeklinde aratabilirsin alternatifler için.

Highcharts.com

bu anlamliveri sağlam chartlar yapmış aslında ama bizim ülkede sallanmıyor tabi.
alman veya amerikan olacaksın ki değer göresin.

hepsiburada'da sahte ürün satamazlar.

sahte ürün istese de yetiştiremez o sipariş hacmine.

@neira: başka satıcılar da mı satamaz diyorsunuz yani? ama ben hepsiburada ya da gittigidiyor'dan telefon almıştım ve sahte çıktığına eminim. gittigidiyor farklı mı ki?

peki diyelim buradan aldım, sahte olup olmadığını imei numarasına bakarak mı kontrol ederim? nasıl orijinal olduğuna %100 emin olurum?

edit: hepsiburada'dan almışız.

hepsiburada sahte xiaomi satmaz. sahte xiaomi diye bir şey olmayabilir bile türkiye'de.

başka satıcılar satar, sahte kulaklık almışlığım var. satıcı hepsiburadaysa güvenebilirim.
gittigidiyor kendi satıcı olmadı ki hiçbir zaman. ödeme sistemi de farklı zaten.

evet, şimdi baktım, hepsiburada'dan almışız sahte piranha'yı: www.hepsiburada.com

mağaza "gelbial". ben bu telefondan sonra aynı kamera özelliklerine sahip bir telefon aldım ve kameranın netliğine şaşırdım. piranha'ya acayip dandik bir kamera koymuşlar.

verdiğin linkte satıcı hepsiburada, onlar zaten satmaz öyle ürün. başka satıcılar satabilir de tespit edilirse barındırmazlar. kimse de riske atmak istemez hesabını. gittigidiyor'da hesap kontrolü nasıl bilmiyorum ama hepsiburada ve benzer mağazalar sıkı tutuyor, puan düşük olduğunda satış kotasını geçemediğinde vs. hesabı kapatabiliyorlar, sahte ürün filan tespit ederlerse barındırmazlar, sanmıyorum.

satıcı kendiyse sorun olmaz, satıcı alelaede biriyse kesin sahtedir yada sıfırlanmış.

sahteden kasıt çakmaysa dokunduğun açtığın saniye anlarsın. kaçaksa da satmazlar öyle bişeyi. onun kaçağı olmuyor lakin.

www.epey.com

bahsettiğin ürün her yerde o fiyatlara. vatan gibi ülkenin en kazıkçı teknoloji mağazasıyla karşılaştırmanız komik olmuş

vatan aşırı kazıkçı.

@avatar is back: attığın linkteki fiziki mağazası bulunan tek yer olan mediamarkt da 2500 liraya satıyor.

fiziki mağazası olanlara güvenilir gözüyle bakıyorum. diğerleri de şaibeli geliyor bana ama tabii satıcı hepsiburada'nın kendisi, sıkıntı olmaz herhalde?

7a ve 8a arasında ciddi fark yok. Xiaomi bir zamanların nokiası gibi benzer donanımda farklı isimlerde biri sürü model çıkarır. Donanım olarak benzerler ama boyut olarak 8a daha büyük ve bataryası da 1000 mah daha büyük. 8in ön kamerası da bir nebze daha iyi gibi ama bariz fark yoktur. 8de damla çentik var, sevmiyorsan ve küçük telefon istiyorsan 7. ram'dir işlemcidir fark yok

www.hepsiburada.com

vatan aşırı kazıkçı +1

Hatta arttırıp ülkenin en kazıkçı markası diyorum.

Bu arada hepsiburada satıcılı hiçbir ürünüm sahte çıkmadı şu ana kadar, ama diğer satıcılardan bariz çakma Xiaomi powerbank almışlığım var.

paketi attınız mı? genelde üzerindeki kargo bilgilerinin yazdığı poşetin altına koyuyorlar faturayı. o fatura/irsaliye olmadan ürünü kargolayamazlar zaten.

yine de bulamadıysanız zara'nın online iletişimi var oradan iletişime geçin hemen yardımcı olurlar.

paket duruyor da sadece taşıma irsaliyesi yapışık şekilde geldi. poşet içinde fatura gelmedi yani. yazdım online'a ilgili bölüme aktarıyorum mail gönderilecek dedi hala gelen yok. 1 saat oldu.

iade edicem zaten gelenleri de faturasız online iade edebiliyor muyuz? bir üründe de etiket de yok. bu giyilmiş demesinler şimdi uyuz oldum

giyilmiş ceket iade etmiştim ben. bir davette giydikten sonra acayip dar olduğunu farkettim, mecburen iade ettim. bir şey demediler. ama ürün iade ederken birlikte gelen irsaliyeli fatura üzerinden işaretliyorsun normalde ama hiç fatura yoksa işler biraz karışık.

hes kodu, paylaştığınız kurumların sizin hakkınızda "korona mı değil mi?" sorusuna kolayca cevap bulabilecekleri bir şifre.

isterseniz hes kodunuzu kısa süreli yapıp bir süre sonra geçersiz hale gelmesini sağlayabilirsiniz.

bu neye yarar.

bir kurumla hes kodunuzu paylaştınız diyelim, mesela otobüs firması.

bu otobüs firması hes kodu geçerli olduğu sürece sizin riskli olup olmadığınızı tespit edebilir. süresi kısıtlı bir hes kodu paylaşırsanız, 10 günlük diyelim, 10 gün sonra kod geçersiz olduğu için otobüs firması sizin hakkınızda bilgi alamaz.

böylece kişisel verileriniz korunmuş olur.

photoshop, adobe illustrator, inkscape ile yapabilirsin.

fotoğrafı açıp üzerinden path selector ile seçim yapacaksın.

örnek,
www.youtube.com

İllustrator ya da coral draw bir de eskilerden Freehand var

çok eski bir şirketimizi tekrar kurduk bir kaç sene önce. logosu sadece bir broşürde vardı. taradım. beleş bir program olan inkspace'e aldım. vectorise gibi bir seçenek vardı. onunla komple vektörel hale getirdim. sonrasında tek tek düzeltmeler yaptım. sağda solda ufak tefek kaymalar oluyor. yıllardır benim yaptığım dosya üzerinden devam ediyoruz.

yani gece 2-3 te makina çalıştırmak saygısızlık ve genel kural olarak uygulanabilir. sabah için de rica da bulunabilirsiniz. denemekte fayda var, bu düşüncesizlikte bir aileden olumlu sonuç alır mısınız orası şüpheli.

Sabah 8-9-10 normal saatler bence, hatta 9-10 çok çok normal, geç bile diyebilirim.
Bence ayıp olur, hatta biri bana gelse terslerim bile.

Ama gece çamaşır makinesi anlaşılabilir bir şikayet, çünkü makine gümbür gümbür çalışıyor ve insanlar o saatte uyuyorlar. Biz binada akşam 11'den sonra makine çalıştırılmasın diye konuştuk herkes de riayet ediyor şimdilik.

Ama bütün bunların dışında, komşunuzla iyi ilişkileriniz varsa, birbirinize nazınız geçiyorsa tabiki konuşun. Ev sahibiyle konuşmak ters tepebilir. Bir de komşunuzun, sizin rahatsız olduğunuzdan haberi bile olmayabilir, söylerseniz belki anlayışla karşılayacak zaten.

8 9 10 normal saatler mi? sitemizde saat 10'dan önce tamirat işi yapılması, matkap kullanılması yasak mesela. Tamam matkap kadar ses çıkarmıyor ama yine de süpürge sesi oldukça fazla duyuluyor. Mobilyaları sürüklüyor, kaldırıyor bırakıyor...

gece makine çalıştırmalarının sebebi ucuz elektrik olabilir ama 22-06 arasında kullanabiliyor, gece 2 baya ayıp, bence muhtemelen siz hiçbir şey demediğiniz için ses gitmiyordur filan diye düşünmüş olabilirler.

eğer düzgün anlayışlı tiplerse nazikçe rica edebilirsiniz, biri bana bu şekilde gelse utanır özür dilerim, dikkat edeceğim derim.

makinanın altına 4 parça kauçuk götür sesi keser bence

@aziz

ben de öyle düşünüyorum. başka açıklaması olamaz zaten :)

inan bunu düşünmeyecek insanlar var. rahatsızlığını söylediğinde ters tepki verip üste bile çıkmaya çalışabilirler. ne manyaklar var.

niye ayıp olsun? o sizi rahatsız ederken ayıp oluyordur diyor mu? zaten o kafa uyarıdan anlamaz. ben üst katımı şikayet ettiğimde, gelen polis 'ben de gürültü yapıyorum, ne var bunda, bizim yapabileceğimiz bir şey yok demişti'. Adamın gürültü yapılmama saatinden haberi yok. Apartman gürültü yönetmeliğinde yazıyor hepsi.

Sabah 8-9-10 tabiki normal saatler. İnsanlar 7'de iş başı yapıyorlar. Matkapla bile çalışılsa, emin olun yasal saatler yine 9-10 değil, çok daha erken.

Ama yine hepsi komşu ilişkilerine çıkıyor. Komşum bana ricayla gelirse tabiki dikkate alırım ama emrivakiyle gelirse en iyi ihtimalle kapıyı yüzüne çarparım.
Hele ki ev sahibime söyleyip beni uyarmaya kalkarsa emin olun oturduğum sürece komşumu duymazdan gelirim.

@artci

iyi de insanlar 7'de iş başı yapmasıyla yaşadığın apartmandaki yaşamın ne alakası var? insanların hepsi 8-18 işe sahip değil. kimisi gece boyunca nöbet tutup, sabahları uykuya dalıyor. site içersinde alınan kurallar yine yasal kurallar ile korunuyor. yani bir sitede bir kural varsa ve ev sahibi ya da kiracı buna uymuyorsa suçlu sayılıyor. bunların örnekleri mevcut. yani iş başı 7de başlıyorsa kafana göre sitede saat 7de matkap kullanamazsın. çok saçma bir mantık.

şöyle bir yönetmelik buldum:
Apartman sakinlerinin her türlü gürültüden uzak durması gerekir.
Mesai günleri içerisinde saat 13:00 ile 15:00 arasında ve geceleri saat 19:00 ile 07:00 yüksek ses çıkartmak yasaktır. Bunlara örnek olarak; yüksek sesle müzik dinlemek, elektrik süpürgesi çalıştırmak, matkap kullanmak vb. verilebilir. -- Pazar günleri ve resmi tatillerde apartman içerisinde ses çıkartılmamalıdır.



1 Ocak 2018 tarihi itibariyle apartmanlar için gürültü cezası 1.450 TL’ye yükseldi. Yapacağınız şikayete göre gürültü yapan komşuya Kabahatler Kanunu’nun 36. maddesine göre 124 TL, Çevre Kanunu uyarınca ise 1.450 TL para cezası kesilebilir.

@burya

o yönetmeliği biliyorum fakat site içersindeki kurallar da farklı değerlendiriliyor. eğer topluca alınan kararlara yaşayanlar uymuyorsa şikayet edilebiliyor.

@false

Kızma hocam, sen sordun biz cevaplıyoruz. İnsanlar 7'de iş başı yapıyorlar, yani hayat başlıyor anlamında söyledim. Apartmanda da insanlar yaşadıkları için, kurutma makinesi de açacaklar, süpürge de kullanacaklar, öğleden sonra işleri olacak planları olacak, öğleden önce ev temizleyecekler, yetişmesi gereken çamaşırlar olacak, makineyi de kurutucuyu da açacaklar.
İnsanlar sizin 9-10'a kadar süren uykunuza göre hayatlarını düzenleyemezler ki. Yani öyle bir şey istemeniz, sizin insanların hayatına müdahale etmeniz olmuyor mu?

Yasalar demişsiniz, hangi yasaya göre söylüyorsunuz bunu? Sabah süpürge çalıştırılamaz diyorsunuz ama hiç bir yasal dayanağı yok. Aksine çalıştırılabilir diyor yasalar, saat sınırları koyarak. Ki bu saatler emin olun saat 9-10 değil.

Başta dediğim siz sordunuz ben cevapladım. Hoşunuza gitmeyen cevabı saçma bulmanız da garip. Ama yasal olarak da elinizde hiç bir şey yok maalesef (Gece makine çalıştırılmasını ayrı tutuyorum). Ve bir de komşunuza rica etmeden, direkt ev sahibine gitme fikriniz de baya nahoş. Sizin rahatsızlığınızdan komşunuzun haberi bile yok?

Üstteki arkadaşların bahsettiği gürültü yönetmeliğini de incelemenizi öneririm. Selamlar.

artci sarsinti+1

insanların 7'de işbaşı yapması 7'de matkap kullanalım demek değil.
o saatlerde gün başlıyor ve sabah 9'da falan da süpürge kullanılır, makine çalıştırılır artık.

bir önceki soruda da aynı cevabı verdim; evde iş sabahtan yapılır.
temizlikçi geliyorsa ne olacak?
kendi de yapıyor olsa aynı şey geçerli.

çamaşırı gece yıkamak bence de faturayla ilgili bir şey ve muhtemelen evin bu kadar ses geçirdiğinden haberleri yok.
ama onun dışında biri gelip "11-12'den önce süpürge çalışmasın" dese, "daha neler?" derdim.

ne kadar gürültü geliyor olabilir bilemiyorum.
kulak tıkacı falan kullanın olmazsa.

Sabah 8-9-10 konusunda arkadaşlara katılıyorum. Burada sıradışı olan siz oluyorsunuz çünkü bu saatler genele oranladığınızda çok erken saatler değil. İsteyen gece yaşar gündüz uyur, gündüz uyuyan birisi için evde yaptığım işin programını değiştiremem. Ama gelip düzgün bir şekilde mantıklı bir sebeple rica ederse dikkatli olurum. Gece çamaşır makinesi çalıştırma olayının da ikili ilişkilerle çözülebileceğini düşünüyorum.

Ama bazı insanlar laftan anlamıyor, benim üst komşum ısrarla halı kilim v.b pis şeyleri balkonuma çırpmaya devam ediyor. Balkon açık ve yemek yiyoruz, bu mesela terbiyesizlik. Ama laftan anlamıyor. Ev sahibi üzerinden veya başkası üzerinden gitmek yerine kendiniz konuşun ve emir kipi yerine kibar bir tavırla rica edin.

oooo geçmiş olsun. hiç laftan analyacağını sanmıyorum. anlayacak adam olsa o hareketi yapmaz zaten. ayrıca bu salağı makinası kesin bozuktur. yoksa yeni makinalarda hayatta alt kata ses gitmez.

Siz uyucaksınız diye insanlar hayatlarını devam ettirmesinler mi? Saat 10 ne yazık ki erken bir saat değil. 8 bile çok erken sayılmaz ama yine bir nebze anlarım da saat 10 da uyanıyorsunuz diye biri benim ev sahibime uyarı yapsa inadına saat 7 de gürültü yaparım.

Yalnız ben 8 bile erken değil'e şaşırdım azıcık. 5 buçuk 6 gibibkalkıp koşan bir insanım her sabah, apartmanda falan da hiçbir kural yok ama yıllardır içime yerleşmiş kural sabah 10 gece 10 arası yapılır temizlik, makine yasası var. Yani 8 de evde olsam, 10'a kadar başka bir sey yapiyorum, bildiğin o saati bekliyorum. Gece zaten 10'dan sonra yasak gibi bir sey evde. Ki kendim okadar erken kalkiyorum yani komşu uyanıp yapsa sorun olmaz ama bende nedense böyle işliyor. Coğunluğun sanah 8'de ev temizlenir, süpurge çalıştırılır fikrine sıcak bakmasına şaşırdım epey.

Cevap vermemişim, bence sormakta sakınca yok. Ayıp olmaz.

eksiduyu.ru

geçenler de html kodların duyuru içerisinde görünüyor olması ile ilgili bir bug vardı, compumaster onu düzelteyim derken bu sorun ortaya çıktı. tırnak işaretini encode ediyor, etmemesi lazım.

geçen bir duyuruda javascript sorusu sorcam diye kod örneğini duyuru metnine yazan birisi sayesinde html kodlarının filtrelenmediğini öğrendik. compumaster gidip htmlspecialchars çakmış sanırım :D

hayır değil, hatta hiç alakası yok.

alakası yok +1

yok daha neler

alakası bile yok

o zaman hic alakasi yokmus demek ki.

ekşi 20. yıl begeseli mi öyle uzun bir videoda immanuel tolstoyeveski de konuşuyordu. tipini merak ediyorsan aklında olsun.

barış özcan'ı az izlemişimdir hakkında kesin bir yargıya varmam haksızlık olacak belki ama tolstoyevski felsefeye ve felsefeyle ilgili olan her şeye (psikoloji, edebiyat, siyaset vs) çok zaman harcamış ve entry'lerinde bunları çok başarılı harmanlayan bir yazar. barış özcan'ın pekmezini çıkarır yani:)

ekleme: @aziz dostum jack, haklısın konuşuyor ama orda da yüzü gözükümoyrmuş:) youtu.be

Makbur +1

Fularsız barış özcanı donunda sallar.

Ancak bahsettiği video fularsızın yüzü görünmüyordu diye hatırlıyorum.

ekşi sözlük belgeselinde yüzü hiç görünmüyor, illa merak ediyorsanız,

tam olarak şu videoda 70. sn'de sol profilden görebilirsiniz.

youtu.be

benzese benzese oytun erbaşa benziyor bence :)

kardeslerim icimi rahatlattınız, baris ozcani günahım kadar sevmem. evet deseydiniz büyük hayalkirikligi olacakti.

Parca camsa normal isiklari kapatıp telefon isigini ac ve o sekilde ara. Ya da ararken yukardan degil de mesela nereye bakıyorsan o hizaya in. Mesela koltuk üstüne bakiyorsan gozunu koltuk hizasına getir. Normal isikta tabii :)

Parça cam değil, keşke cam olsa. Ucundaki gri vızvızdan koptu termometre :) cıva koptu direkt yani... bulması zor olacak.

Bulamazsanız şimdilik o odayı kapatıp izole edin. Başka odada kalın. Daha sonra tekrar ararsınız.

ışık yöntemi işe yaradı. şırıngaya alıp çöpe attım. onu da çöpe attım. buraya yazmak şans getirdi sanırım iş çözüldü. yardımcı olan herkese çok teşekkür ederim.

yalnız çöpe atmak yanlış değil mi ya?

çöpe atmak yanlış. metal geri dönüşüm/bertaraf tesislerine göndermeniz gerekir. pratikte kim yapıyor böyle bilmiyorum.

internette 50 tane dokümana baktım, hepsi a'dan z'ye free account için şeyler anlatıyor. ve ben bu hatanın benim oluşturduğum işletme accountu ile alakalı olduğunu düşünüyorum. halyile doğru cevabı bulamıyorum.

xcode'a şirket hesabı ile veya şirketin developer yetkisi verdiği kullanıcı ile giriş yapılmış durumda mı?

projede signing&capabilities sekmesinde takım seçilmiş durumda mı?

Adres: developer.apple.com'da Certificates, Identifiers & Profiles bölümü

Öncelikle certificates bölümünden bir tane distribution sertifikası oluşturmalısınız.

Sonra bir tane provisioning profile oluşturmalısınız. Bu profile'a da test edecek cihazların udid değerlerini girmelisiniz. Bu profile'ın kullanılacağı app id değerine de XC Wildcard (*) veya hangi app id ile kullanılmasını itiyorsanız onu vermelisiniz ve kullanılacak distribution sertifikasını seçmelisiniz.

Daha sonra Xcode'da hesabınıza giriş yaparsanız ve build esnasında otomatik imzalamayı açarsanız işlem tamamlanır.

Sizin spesifik olarak hatanız da 'com.benimki.app' a ait bir provisioning profile bulunmaması. Yukarıdakilerden sadece provisioning profile işini yapsanız muhtemelen hallolur.

işten ayrılış bildirgesi diye bir şey var, işveren (muhasebe düzenliyor) ve sgk'ya bildiriyor. bunu sana verdiyse zaten orda yazıyor" Sigortalının İşten Ayrılış Nedeni" kısmında kodu görebilirsin.

velev ki sana vermedi e-devlette kendi iş giriş/çıkış bildirgelerini görebilirsin.

www.turkiye.gov.tr

işten çıkarıldığımız anda imza atacağımız belgede çıkış kodu kesin yazar mı?

işten çıkarken imza atılan belgelerde çıkış kodu yazmaz. çıkışınız yapıldıktan 10 sonra 10 gün içinde e devletten işten çıkış bildirenizde kodu görebilirsiniz.

etmez

böyle bir tane arkadaşım var sadece, bazen sinir edici bir boyuta ulaşmıyor değil. kendi düşüncesine göre senin de öyle düşüneceğine karar verip iş yapıyor mesela. örnek vereyim

ben x marka ürünü almayı düşündüm diye sohbet ederken söylüyorsun, o birkaç gün sonra "ya benim y marka benzer ürünü satan bir arkadaşım var, numaranı verdim seni arayacak" diyor.

ama sonra düşününce bunu tamamen bana iyilik olsun diye yaptığını görebiliyorum, sadece kötü bir huy.

Sorundaki rahatsız edici değil. Bunu ben de yapıyorum. Hayır dediğimde karşı tarafla minik de olsa ortamda gergin bir hava oluşuyor ve yumuşatarak onu kırmak istiyorum. Aslında ''seni yarı yolda bırakmak istemiyorum, bak fikir de veriyorum, işini o şekilde halledebilirsin'' demek için bu, yoksa karşı tarafı çok da düşündüğüm için değil. Ama üstteki cevapta yazılan sinir edici, çıkar hizmetli emrivaki cümlesi o.

dostlar, insanlarin hayir cevabi vermeleri, evet cevabini vermelerinden cok daha mutlu ediyor beni. cunku toplumda bir cok insan hayir demeyi bilmiyor, bununla alakali bir sorun yasamiyorum. kirgin, uzgun ya da sinirli hissetmiyorum. ama hayir cevabi sonrasinda benim (akil edemeyecegimi dusunerek mi bilmiyorum) fikir yurutmeleri cinlerimi tepeme cikartiyor.

ya ornek, kamp buzlugunu odunc alabilir miyim diyorum mesela, hayir ama migrosta var 100 lira diyor mesela. lan ben zaten nereden alabilecegimi biliyorum, sordugum soru bu degil. hayir abi veremem, kusura bakma dese hic sorun yok.

Bilgi sahibi olmadan fikir olarak, ben senin olsaydım böyle böyle yapardım demelerine ayar olup, öfkeleniyorum fazlasıyla. Sanki benim aklıma gelmiyor, dedikleri.

İşime yararsa memnun olurum.

Sizin anlattığınız duruma zaten sinir olurum da başlıkla ilgili de söyleyeceklerim var.
Ablam beni benden çok düşünür. Bazen o bile sinir bozucu oluyor. Anlatayım; bir arkadaşımın anne-babasının kısa bir süre yardımcıya ihtiyaçları oldu. Aslında arkadaşımın düşüncesi "yardımcıları olsa bir süre ne iyi olur" şeklinde. Ufak bir kaza atlatmışlardı. Neyse bana söyleyince aklıma geldi, anne-babasının oturduğu şehirde ablamın da bir arkadaşı var. Yörenin yerlilerinden. Açtım ablama sordum "bir yardımcı arıyorlarmış, belki seninkiler biliyorlardır böyle birini" diye. 10 dakika sonra ablam aradı, tesadüh tam da o sitenin yakınlarında tanıdık bir temizlikçi kadının numarasını vermişler. Arasınlar hemen, ben de bileyim dedi. Çok teşekkür ettim, hemen arkadaşı arayıp söyledim. O da çok teşekkür etti. Neyse, ben konu kapandı sanıyorum. Bir 10 dk sonra ablam tekrar aradı "aramışlar mı, anlaşmışlar mı?" diye. Ben de arkadaşa söylediğimi, çok teşekkür ettiğini söyledim. "Ama hemen arasınlar, ben kadına gitme seni arayacaklar dedim" demez mi? Yahu 3 katman var işin içinde, sen kadına niye "gitme bir yere" diyorsun. Kaldı ki bana bu durumu böyle anlatmamışsın. İki dakikada bana verdi veriştirdi. Kalbi kırılmasın diye cevap da vermedim ama içime de oturdu. Sinirlendim mi, elbette.

Bazen sürekli bir şey ödünç isteyene karşı takınılıyor bu durum. Veriyor, veriyor, veriyor, sonra ya ben enayi miyim gidip alıyorum, ugraşyorum bu adam her seferinde benden bir şeyler istiyor diyor. Yani o seni düşünemedi sanıp söýlediği bir şey değil, ikiiz de aynı koşullardayız, ben kimseden istemeden kendi işimi hallettin, sen de git al, hallet iması. Yani düşünebileceğini biliyor ve buna raģmen onu kullandığını düşünüyor. Beni irite etmez, çunkü muhtemelen düşunmemiş olurum. Onun söylediği şeyi düşünebiliyorsan va zaten yapmıyorsan sanki bir sorun var. Almamak için başka bir nedenin varaa biliyorum şu yüzden istedim dersin biter. Ya da param yok şimdi alamıyorum o yüzden dersin. Yani duruu bildiğin halde yapmamaya devam etmenin nedenini söylersin. Bana kalırsa.

akıl sormadan akıl veren herkes sinir eder beni.
bunun bir de yardım istemediğin halde yardım eden versiyonu vardır, ki o daha katlanılmaz.

bu küçük bir örnek gerçi ama temelde haddini aşmak, duracağı yeri bilmemek aslında.
konu sizin dediğiniz gibi kamp buzluğu falan değil daha büyük bir mesele olduğunda olaylar başka boyutlara ulaşabiliyor.

Sinir olurdum,olurum da

Akil istemeden akil vermek tacizdir zaten, ufak capli

Koronadan korunmak için soruyorsanız evet cerrahi maske takmak zorundasınız.Diğer maskeler sizi sadece tozdan korur

Yok ben görüntü olarak soruyorum, yani tıbbi maske takmayanlara mi ceza kesiliyor, yoksa taksa da bunları takanlara da ceza kesiliyor mu?

görüntü olarak soruyorsan cosmicstring'in dediği gibi ceza yazacak kişiye göre değişiyor.
bir ay önce buff ile süpermarkete gidip alışveriş yaptım, dönüşte daha ufak bir markete güvenlik maskem yok diye almadı.

bir de buff bu sıcakta adamı öldürür ya.

Başkan benim gözümü korkuttu. Bitcoin işine de bir türlü ısınamadım. Ben haracimi ödeyip dolar almayı tercih ederim.

mantıksız değil de ben binde 7 zarardan kar için uğraşmazdım, tabii senin bileceğin iş.

Tether konusu biraz çetrefilli ve uzun. Kendi adıma uzun zamandır Bitcoin harici hiçbir varlığı satın almıyorum ancak Tether konusunda biraz şüpheliyim. Piyasa hacmi 10 milyar $'ı geçen bir varlık halini aldı.

BUSD de yapılabilir bence çok güzel bir alternatif. Mevcut finansal sisteme alternatif gelişmeler kripto tarafında oluyor. Merkezsiz finans, mevduat-kredi işlemleri gayet yapılmaya başlandı. 5-10 sene sonrasını hayal edemiyorum.

Bu paraları kendi cüzdanına da çekebilirsin (Ledger gibi) tam güvenlik için. İhtiyacın olduğunda satış yapabilirsin. Böylece karşı taraf riskini kısmen ortadan kaldırırsın.

Kısacası bana göre mantıklı. Yanlış zamanda birçok insan Bitcoin'e girdi, o nedenle büyük zararlar ettiler. Bu insanlar her platformda batmaya mahkum "bitcoin diye bişey var çok artıyormuş ben de alayım" mantığında idiler. Şu an uzak durmaları normal. Kendi adıma mevcut finans sisteminde olmaktansa kripto para piyasalarını tercih ederim her türlü.

amazon.co.uk'de var ama acaba ilanı silmeyi mi unuttular.

www.amazon.co.uk

amazon.co.uk'de satış yapan firma istanbul-books,

Business Name:LIBRA KITAPCILIK VE YAYINCILIK TICARET ANONIM SIRK
Business Type:private
Trade Register Number:180076
VAT Number:6080644005
Business Address:
EBEKIZI SOK. GUNAYDIN APT. NO: 9/2
OSMANBEY
ISTANBUL
34363
TR

sitesi de burada,

www.librakitap.com.tr

bir arayıp sormakta fayda var.

eğer onlarda da yoksa acaba yazara mı sorsanız doğrudan belki yardımcı olur.

aves.comu.edu.tr

bu arada çomü'nün kütüphanesinde var,

eds.a.ebscohost.com

İçeriği bilmiyorum ama gelen response bulk text olarak geliyorsa regular expressions kullanarak basit bir algoritma ile listeye çevirebilirsiniz.

Bu konuda tecrübem yok. Yaptığım denemede dönüşte bir harita üzerinde belirli bir lokasyon gösteriyor sadece. Ben hiç harita ile uğraşmadan liste almak istiyorum.
Responsu göremedim doğrusu.
Bu yüzden bir örnek. Falan varsa çok işime yarayacak. Teşekkürler ilginiz için.

placess api'yi kullanman gerekiyor.

dokümantasyon burada,

developers.google.com

arama yapabileceğin türler burada,

developers.google.com

örneğin sadece cafe'leri aratacaksan,

linkteki your_api_key yazan yere kendi key'ini yazman gerekiyor.

maps.googleapis.com

dokümantasyonu incelersen response json olarak geliyor zaten.

bu arada request başına ücret alıyor google artık bu hizmetlerden,

developers.google.com

Bakacağım! Çok teşekkür ederim.

aç gitsen?

Var: yemekli davete gitmeden beş saat önce yemeyi kes, aç git.

genelde davetin yemekli olduğu biliniyorsa ya da tahmin ediliyorsa ona göre aç gidilir.

Onun dışında bir şeyler yiyip tok gittiyseniz, klozete eğilip, iki parmağınızı boğazınıza sokmak suretiyle kusma refleksinizi tetikleyip kusabilirsiniz. Tebrikler! artık açsınız.

Ben aksine yiyip giderim. Aç gidince de ya aç kalırsam diye korkarım. Halbuki sandviç falan verseler böyle yemekli organizasyonlarda acıkınca yerdik. Millet acıktı diye illa ben de mi acıkacam

uygulamayı yapman gerekiyor.

appstore'a veya google play'e yüklerken zaten hedef ülkelerini seçebiliyorsun, uygulamayı da çok dilli yaparsan tamamdır.

çin pazarı için de başka başka store'lar var oralara yüklemen gerekiyor.

peki yaptıgım mobil uygulamalar ve mobil oyunlar yurtdısında indirilmeye baslandı diyelim.bunlara googledan reklam ekledim ve hem türkiyeden hemde yurtdısından reklam geliri elde ediyorum.bunun için uygulamanın indirilebildiği ülkelere vergi fln vermem gerekiyor mu ?

google vergi kesintilerini vs. yapıyor, sana zaten net kazancını gösteriyor. yani ülke bazında senin düşünmen gereken bir şey yok ortada. google reklam verenler ile muhattap oluyor sen sadece google ile çalışıyorsun, haliyle google ile aranda bir alışveriş oluyor.

tabii kazancın ciddi miktarlara ulaşır ve parayı aktardığın banka hesabın takibe takılırsa sorarlar bu para nerden geliyor diye. atıyorum aylık sabit 3-5 bin kazancın olursa muhtemelen bir şey olmaz ama diyelim aylık sabit 10-20 bin gelmeye başladı nerden geliyor diye sorabilirler. (fiyatlar gerçekçi değil, salladım. yetkili bir mali işlerden anlayan insana sormakta fayda var)

bu durumda şahıs şirketi vs. açıp google'ın yaptığı ödemeler için fatura kesmen gerekir.

google'a alternatif olarak oyunlar için facebook'un da reklam servisi var, aklında olsun.

developers.facebook.com

bu arada henüz yeni başlamışsın, zaten bunlar bir anda karşılaşacağın sorunlar değil, şu an gördüğüm kadarıyla odaklanman gereken şey indirilecek bir uygulama yapmak.

Çok şanslı olduklarını düşünüyorum. Çok, çok şanslılar. Böyle ömürlük güzel ilişkilerin sırrı bana kalırsa sevgili olmaları ile beraber dost olmaları. Birbirlerinden sıkılmadan, bıkmadan uzun yıllar geçiriyorlar, elbette arada dargınlıklar oluyordur ama birbirlerinden vazgeçemeyecek kadar birbirlerine bağlılar. Çok güzel. Tabi bu düşüncelerim çocuk yüzünden boşanamayan, birbirlerini aldatan çiftler için geçerli değil.

Bu şekilde birkaç tanıdığım çift var. Hiç öyle olumsuz düşüncelerim olmadı.

hayatı boyunca bir ilişkisi olan insanlar hayatı boyunca tek kitabı yüzlerce kez okumuş insanlara benziyorlar.

8 milyar insan arasından bir tanesini seçip ömür boyu onunla olmak hiç doğmamış olmaktan daha beter bir şey. böyle ilişkileri övmek de bana aşırı garip geliyor.

Ben gıpta ediyorum.şanslı olduklarını düşünüyorum.
Bir ilişkim olsun isterdim.

Hayati kaçırmış gibi geliyor. Once yanlislari yasamak, tecrübe etmek, farkli seyler deneyip ne istediginden emin olmak lazim bence.

Hayati iskalamak, bir seyleri kacirmis olma hissi kotu. 5.5 yil suren bi iliskim bitti. Guzel de bi iliskiydi ama uzun oldugu icin asiri pismanim. Hep keske en guzel zamanlari tek bir insanla gecirmeseydim diyorum. Kendimden yola çıkarak da ben 5.5 yila tahammul edemezken butun omrunu tek kisiyle gecirenlere kayip gozuyle bakiyorum.

Romantik bi tip degilim.

hayatı boyunca tek kadınla beraber olan erkeklerin %85'i ilişkinin bir noktasında o kadını aldatmıştır. aksini iddia edenle yoldan 100 tane tek ilişkili erkek çevirip gizli anket yapmaya hazırım.

liseden arkadaşlarım, yetiştiğim akraba çevrem böyle "mazbut" erkeklerle dolu. en ihtimal vermediğim bile yıllar sonra itiraf etti aldattığını bi rakı sofrasında. o yüzden palavra o "the one" muhabbetleri.

bir kere vizyonsuzluktur bu, korkaklıktır. comfort zone denen nane var ya, hah işte bunlarınki comfort dot. ama erkek bünyesi durur mu yapıştırıyor cevabı. en iyi ihtimalle fahişeyle sevişiyor. bekaret yüzünden hiç sevişmediği 4 senelik kız arkadaşıyla evlenmesine 1 sene kala "daha fazla bekleyemiyorum" diyip "karıya giden" biliyorum ben. eylül'de evlenicekler, kıza üzülüyorum.

bu senaryoda mutlu olmuş bir çift varsa ikisi de psikolojik olarak benzer travmalara sahip, birbirini bulmuş tiplerdir. afiyet olsundur, bize bişey demek düşmez tabii. ama o kişinin hayata bakışına dair önemli bir fikir verir benim için.

bohr reyize cevap vermeye geldim,

bence 8 milyar insan arasından ha birini seçmişsin ha 10 farklı kişiyi denemişsin. ikisi de aynı şey.

tek milli piyango bileti almak yerine 10 milli piyango bileti alıp şansı arttırmaya çalışmak gibi bir şey.

o yüzden GoodMorningTeacher'a katılıyorum, şanslı sayılırlar fakat bunu 30'unda tanışıp evlenmiş herhangi bir çift için de söyleyebilirim.

fakat problem şu ki evlilik ve çocuk sahibi olma sonrası sevgi, arzu yerini başka bir şeye bırakıyor ve başka bir hale dönüşüyor.

küçük yaştan itibaren birbirlerini tanıdıkları için birbirlerini şekillendirmiş ve törpülemiş oluyorlar.

hayat boyu tek kişiyle olmak şu açıdan güzel: birçok yalnızlık, ayrılık, yas süreci yaşamamış olmak. 18-20 yaşımdayken hayatımda olan biri hep olmaya devam etseydi yaşadığım stres mutsuzluk ve yalnızlığın yarısını yaşamazdım.

erkek ilişkisinde aldatıyorsa karısı da aldatıyor. erkekler sanıyor ki biz aldatıyoruz, gizliyoruz, çok akıllıyız, karımız da evde bize sadık bekliyor. sen çok uyanıksın ama karın da uyanık.

ben yargı geliştirmiyorum. "her çiçekten bal alıcam, skor yapıcam, başka kadınları ve erkekleri denicem" bu anlayışta olanları çok sığ buluyorum. ilişkin devam etmez, ayrılırsın, başkalarıyla denersin farklı, tanıyabildiğim kadar insan tanımalıyım, sevişebildiğim kadar kişiyle sevişmeliyim hedefi farklı.

bir yaştan sonra yorgunluk ve bıkkınlık da oluyor.

eger ikisi de gercekten mutlularsa ben de cok cok sansli olduklarini dusunuyorum. genc yasta buyuk ikramiyeyi kazanmak gibi bir his olsa gerek. ayrica tabudeviren'e katiliyorum, 18-20 yasindaki iliskim mutlu sekilde devam etmis olabilseydi o uzuntuleri, ayriliklari, mutsuzluklari, yalnizliklari yasamamis olurdum. ama su da var bunu soylerken dusunmeden edemiyorum, o iliskim devam etmis olsaydi hem ben su an oldugum mutlu kisi olamazdim hem de o iliskilerin hep bir bitme sebebi vardi ve o bitmemis olsa butun bu yillari baska tur mutsuzluklar ve yalnizliklarla gecirmis olacaktim. o yuzden o insanlar gercekten mutluysa cok sanslilar ama iliskileri iyi devam etmiyorsa israrci olmayip ayrilmak en iyisidir diye dusunuyorum.

Biraz kıskanıyorum :)

Arkadaşlarım var lisede çıkıyorlardı yıllaaar geçti hala birlikteler, her fotolarını görüdüğümde awwwwwww oluyorum. Sonrasında biraz kendime üzülüyorum böyle bir aşkı neden hiç bulamıyorum diye (bu sefer bulduğuma inanıyorum ama)

@Bruce'un cevabı da sinir etti biraz. Yok aldatıyormuş da yok psikolojik sorunları olurmuş da. Korkaklarmış da.

Ben kıskanıyorum en azından bunu söyleyebilecek kadar dürüstüm kendime karşı. Sizlere de öneririm. Tek kişiyle ilişki oldu diye geri kafalı yobaz ve/veya aptal tip olmak zorunda değiller.

@Bruce’un yorumu o kadar sığ ki. Sen görmedin diye ya da öyle bir şey yaşamadın diye dünyada öyle insanların/ilişkilerin olduğu gerçeği kaybolmuyor. Her şeyi bir kalıba sokmaya, genele bakıp yaptığımız yorumları herkes için uygulanabilir kılmanın anlamı yok.

Erkek aldatır kesin/kadın-erkek yakın arkadaş olamaz/ insanların doğasında tek eşlilik yok vb. hepsi aynı bakış açısının türevleri.

Her ilişki kendi içinde bir ahenge sahiptir ve başka ilişkilerle karşılaştırmak ve bu karşılaştırmaların üstünden tavsiye vermeye çalışmak doğru değil çünkü o ilişkinin ahengini ve akışını en iyi bilen o ilişkide olanlar. Onlar karar verir bu ilişkinin yürüyüp yürüyemeyeceğine.

Uzun bir ilişkiye sahip olmak zor bir şey. Hayatın önemli noktalarında aynı kararları alabilmek göründüğünden daha zor (iş, şehir, evlilik vb.) ve bunu yapan insanların zaten ilişkileri sınanmış ve bazı testleri geçmişlerdir demektir.

Bunun sırrının da sevgi ve sevginin uzantısı olarak karşı tarafa duyduğun hoşgörü olduğunu düşünüyorum. Karşı tarafa hoşgörü ve anlayışla yaklaşmaya çalışıyorsun, zaten bu olmadan bu ilişkilerin yürümesi mümkün değil. Bir de bu kişiler birbirlerinin bffsi oluyor, sevdikleri ve zevk aldıkları aktiviteler oldukça örtüşüyor.

Ama uzun ilişki biraz da insanın kendi tercihi. Tercih edene de etmeyene de saygı duyarım. O yüzden olumsuz/olumlu bir yargım yok.

Valla vizyonsuzlukla ya da korkaklıkla ne alakası var anlamış değilim. İnsanlar mutluysa niye sırf skor için ya da doyumsuzluktan dolayı sürekli ayrılıp başka birileriyle birlikte olsun ki? Bu durum mutsuz bir ilişkin varsa sırf hayatına giren ilk kişi diye o ilişkiyi sürdürmek kadar saçma. Yine uzun bir ilişkisi varsa kesin aldatıyor ön kabulu de çok saçma.

Olumlu ya da olumsuz bir yargım olmaz. O, o şekil takılır bu, bu şekil takılır.

Ben hayatı kaçırdıklarını düşünüp onlar için üzülüyorum.
İki tarafın birbirine sadık olduğuna da inanmıyorum. Erkekler kesinlikle aldatıyor. En azından benim çevremde gördüğüm örnekler bu yönde.

Hayatı boyunca tek bir ilişkisi olmayanlar da aldatıyor eğer mesele buysa.
Soruya cevabım ise, ben bu durumu baya sıkıcı buluyorum. Ben sıkılırdım çünkü. O yeni flört aşamasındaki heyecanı en azından birkaç kere yaşamak lazım.

Acıyorum açıkçası biraz. Once biraz deneyim sahibi olup sonra settle olmak daha güzel. Karşıdakinin değerini öyle daha iyi anlıyorsun gibi geliyor.
Ayrıca, hayatın bir döneminde kisa süreli iliskiler yapmak eğlenceli bir şey. Sonra zaten yapamican, küçükken yap da içinde kalmasın.

hay allah.
sıcak sıcak dolaba kaldırmayın bence ya.
mutfak serinse hemen ekşiyip bozulmaz aslında ama bilemedim, havalar da ısındı.

edit:
dolaba kaldırınca zaten sorun olmaz da, dolaba sıcak yemek koymak dolabın ısı dengesi için iyi değil.

bence bozulmaz ama alarm kurun 2-3 gibi kalkın ya ne olacak bişey olmaz. hem kalktıktan sonra işe/okula gitmek için saatler varsa mis gibi tekrar uykuya dalınır mutlu mutlu.

Dolaba kaldırabilirsiniz hiçbir sorun olmaz.

zaten sıcakken dolaba kaldırılır yemek. soğumasını beklersen o tencere çok güzel bakteri üretim merkezi olur.

14 gün koşulsuz iade hakkı paha biçilmez.

ben de macbook pro bakıyorum ve pt ilk sıramda. fiyat gerçekten rakipsiz zira.

14 gün koşulsuz iade her türlü mesafeli satış için geçerli bir şey. Ben bir akustik bateri almıştım mesela bayağı iyi bir paraya, sonra iade etmek için karşı tarafla görüştüm, ısrarla neden iade etmek istiyorsunuz diye sordu satıcı taraf ben de sebep göstermek durumunda değilim canım istiyor dedim. Üstüne kargoyu kitlemeye çalıştılar üstüne ama onu da yapamadılar çünkü iadelerde kargo iadesi de satıcı firma tarafından ödenmek zorunda. Bilginize.

@vedatchilipeppers maalesef yanlış. mesela hepsiburadadan aldığınız herhangi bir şeyin kutusunu bile açsanız iade almıyor :) buradan hepsiburada kullanmaması için uyaralım yeri gelmişken. amazon ve apple dışında alışveriş yapmıyorum asla.

@blackpen,

www.resmigazete.gov.tr

Cayma hakkı madde 9 fıkra 1, kargo parası için de madde 12 fıkra 1'e bakabilirsin.

@blackpen

daha önce iki defa kutusunu açıp hepsiburadaya iade ettiğim ürün oldu. hiç sıkıntı da yaşamadım.

14 gün iade süresi ile "koşulsuz iade" farklı değerlendirilebilir. içeriğini bilemem ancak; iade için kullanım sorun çıkartabilirken, koşulsuz iade olduğunda adı üstünde fiziksel bir sorun verilmediyse her türlü iade yapılabilir.

@kiyiya vuran dildolar'a ek olarak,

Eğer pakedini açmadıysanız hijyen ürünleri ve iç çamaşırlarını dahi iade edilebiliyor.

Hatta kaynağını da gösterelim:

www.resmigazete.gov.tr

Cayma Hakkının İstisnaları
Madde 15, fıkra 1, ç bendi:

ç) Tesliminden sonra ambalaj, bant, mühür, paket gibi koruyucu unsurları açılmış olan mallardan; iadesi sağlık ve hijyen açısından uygun olmayanların teslimine ilişkin sözleşmeler. (Meali: Pakedini açtıysan sağlık ve hijyen ürünleri teslim edilemiyor, ancak pakedi açmadıysan cayma hakkının istisnalarına girmiyor ve onu da iade edebilirsin.)

açılın ben bunlardan macbook pro aldım 3-4 ay oldu alalı.

bir kere fiyat araştırması yapmıştım ben de senin gibi piyasada bunlardan ucuza apple ürünü satan yok. benim aldığım dönem apple macbook alana kulaklık hediye ediyordu fakat kulaklığa ihtiyacım yoktu ve pt.com.tr'de hediyesiz hali 1000 tl belki daha da fazla ucuzdu o yüzden pt.com.tr'den aldım.

almadan önce buradan sordum, alan var mı diye, biz aldık sorun yaşamadık dediler.

sonuç olarak ben de aldım, kapalı kutu, tertemiz bir şekilde kargoyla geldi. yaklaşık bir ay kadar kullandım ve durduk yere kilitlenme ve kapanma sorunuyla karşılaştım. apple forumlarında filan araştırdım 2020 touchbar modellerinde bu sorun çıkabiliyormuş vs.

bulunduğum şehirdeki apple yetkili servisine götürdüm, henüz yeni alındığı için cihazı hiç açmadılar ve donanım hatası olduğuna dair bir rapor verdiler.

o raporla birlikte cihazı tekrar pt.com.tr'ye kargoladım. pt.com.tr hiç sorgulamadan kapalı kutu yeni bir cihaz gönderdi. tek problem ikinci gönderim süresi biraz (10 gün) uzamıştı. fakat 14 günü geçtiği için cihazı tamir ettirip tekrar yollayabilirlerdi, bunu yapmak yerine yeni cihaz göndererek beni mutlu ettiler.

ikinci macbook geldi uzun zamandır kullanıyorum sorunsuz.

bu arada buradaki sorduğum soruyu görüp bana "aldın mı diye soran" bir ekşi sözlük yazarı daha vardı onunla da mesajlaştık. o da benimle aynı dönemde aldı ve sorunsuz bir şekilde ilk gelen mac'i kullanmaya devam ediyor.

bir de 14 günlük koşulsuz iade hakkı kendilerinde de var yukarda söylendiği gibi,

satış sözleşmesi şurada,

www.pt.com.tr

ALICI; mal satışına ilişkin mesafeli sözleşmelerde, ürünün kendisine veya gösterdiği adresteki kişi/kuruluşa teslim tarihinden itibaren 14 (on dört) gün içerisinde, SATICI’ya bildirmek şartıyla hiçbir hukuki ve cezai sorumluluk üstlenmeksizin ve hiçbir gerekçe göstermeksizin malı reddederek sözleşmeden cayma hakkını kullanabilir.

monitördü benim aldığım ürün. monitör üzerindeki jelatinlere bile zarar vermediğim halde geri iade almadılar. hepsiburada da bunu savundu bir sürü mailler vs döndü. hdmi kablo bilmem ne araç gereçleri aldıysanız sorun yaşamamış olabilirsiniz.

bu ürün böyle hani beğenmedim vazgeçer miyim diye alınacak bir ürün değil ki? yani bakim evde güzel durmazsa veya rengi hoşuma gitmezse iade ederim denebilecek bir şey değil. macbook pro alacak adam onu zaten iyice araştırmıştır. ee pt.com.tr yetkili satıcı yani oradan gelecek cihaz ile appledan gelecek arasında bir fark yok.

fakat bildiğim kadarıyla pt taksit yapmıyor o fiyatlara.

öyle bir özellik var mıydı hatırlayamadım ama cevap verenlerin sordukları soruları yukardaki ara tuşundan yazara göre aratıp bulablirsin. verdikleri cevaplar için bir şey diyemeyeceğim.

verdikleri cevap için de kullanıcı ara değil kelime ara yapabilirsin. sağ kulağı sol elle kafanın üstünden tutmak gibi ama başka yolu yok.

sakal traşı olmak (günlük/haftalık) (erkek için)
duş almak (günlük)
gün ışığında durmak/yürümek (günde min 30dk)
uyku düzeni (her gün aynı saatte uyuyup aynı saatte uyanmak)
mümkünse gün doğumunda uyanmak
sauna+hamam+masaj (bildiğimiz masaj) (ayda bir)
kimselerin olmadığı bir yerde gecelemek/kamp (ayda bir/ iki ayda bir) (öze dönüş, arınma)
check-up (6-12 ayda bir)
diş taşı temizliği + beyazlatma + diş bakımı (6-12 ayda bir)
instagram/facebook/twitter kullanmamak (sonsuz)
her seferinde farklı bir ülke olmak koşuluyla yurt dışı seyahati (ekonomik duruma göre 2-3-6-12 ay'da bir)

sabah erken kalkmak

diş ipi (her gün), diş taşı temizliği(6 ayda bir), seks(iki-üç günde bir), kahve(her gün)

kendine dair kafa yorup notlar almak

Yeni insanlarla tanışmak.

Gereği kadar uyumak, erken kalkmak, ışık alan ortamda bulunmak, düzenli beslenmek, bol su tüketmek ve düzenli spor yapmak. Hareketsiz vücut fiziksel olarak büyük etki yapar. O yüzden düzenli spor dediğimize harıl harıl çalışmaktan ziyade düzenli hareketler olarak algılayıp az da olsa spor aktivitesinde bulunun. Siz vücudunuza doğru şeyleri yaptırırsanız o da sizi mutlu eder.

Ayrıca psikolojik olarak yukarıda saydıklarımın yanında boş verme üzerine yoğunlaşmak da büyük bir yardımcı unsur. Kafanıza taktığını şeyler üzerinde durmamaya özen gösterin. Ben bunu yaparak işten ayrılıp hayallerimi yaşamak için zaman ayırma kararı aldım. Bayram sonrası yeni bir hayatın ilk adımını atacağım.

Umarım dilediğiniz gibi konforlu bir süreç geçirirsiniz.

Sıfır birikmiş varsa ne kadar az kredi o kadar iyi hacım, sonraki arabanı heves ettiğin bişey alırsın. Kredi ee kaka pis bişey, yazık emeğine.

arabadan anlamam, ama nedense kulağımda skoda'nın yedek parçası kolay bulunur abi sözü kalmış :)

ama bence kredi zorlamayacaksa mazda 3 alırdım daha cool, fabia çok sıradan.

Mazda 3'ün daha iyi bir araba olduğuna şüphe yok. Belirlenmesi gereken, fiyat farkına değip değmeyeceği. Sıfır birikmiş olduğu için ben net olarak fabia diyorum, fiyat farkına değmez. Fabia iyi bir araç, donanımı da iyiymiş. İlandakini özellikle beğendim, satan kişi uzun süredir kullanıyor ve hiç lpg takılmamış. Bu yaştaki arabalar elbet sorun çıkaracak, kenarda harcama yapacak bir miktar kalması iyi. Mazda 3'e kredi çekseniz zorlanacaksınız, sürpriz bir masraf çıktığında daha büyük sorun olacak. (Şehre bağlı olarak, mazda için usta ve parça sıkıntısı da yaşayabilirsiniz.) Ben olsam bu fabia'ya bakardım temizse alıp geçerdim. Çok km yapılacaksa iyi bir ustaya lpg taktırılmalı ama biraz fazla yakar. (+3000 tl düşünün lpg masrafı)

60 bin kredi cek;

-56 yada 55 liraya skodayi al

-Kalan 4 5 liraya butun kayislari sivilari filtreleri incigi cincigi degistir.

-Sasmazda quattro garage var, lpg ye bakim yapip afr ayari yapiyolar onu kesin yaptir.

-Para kalirsa kislik lastik yada disina bi seyler yaptirirsin.

Gule gule kullan

zaten söylenmiş ama,

şimdilik tek alternatif skoda fabia ise onu al, bir taraftan da borçlarını öderken azar azar birikim yaparsın, borçlar bittiğinde biraz daha birikimle hayalindeki arabayı alırsın. bu arada bu araçtan arkadaşımda vardı, bu segmentteki araçlar için kaliteli kış lastikleri almak gerekir.

ama ben olsam toyota yaris - ya da auris alırdım : )

kazasız arızasız sürüşler diliyorum.

vw al o paralara bunları satman zor

yurtdisinda 4 sene kadar mazda 3 kullandim. Sanirim turkiye'de piyasasi yok ama kullanmasi inanilmaz zevkli, genis, rahat bir arabadir. Sikinti cikartmaz kolay kolay ben 100.000km kadar kullandim bas agritmadi.

Mazdalarin problemi pas, ama o da cok soguk, devamli yollari tuzlanan memleketlerde ortaya cikiyor. Orada sikinti olacagini sanmam.

Uzun sure bineceksen, al sat derdin olmayacaksa mazda guzel arac.

cevapla çalışmıyor dediğin nasıl? Ben de birkaç aydır mobilden cevap veremiyorum duyurulara. Cevabı yazıyorum, cevapla tuşuna basıyorum ama cevap yayınlanmıyor. Buraya duyuru da açtım ama kimse düzgün bi cevap vermedi :/

en aşağıda masaüstü siteye dön gibi bir buton olması lazım ona tıklayıp normal ekşi duyuru'yu kullanın.

@nundu, cevapla butonuna basılmıyor. İşlevsiz duruyor, haliyle yeni sayfaya geçiş yapmıyor

@aziz d. J. Ekran 4.7” olduğu için kullanışsız oluyor

yoğurdun tadı ekşi olabilir onun yerine kaynatıp lor mu yapsanız?

www.youtube.com

Tadı değişmişse ne yaparsan yap kötü olur.

Pastorize sütten yoğurt yapılamaz.

(bkz: au service de la france)

the two popes(film)
unorthodox(mini dizi)
when they see us(mini dizi)

Crashing.

öyle bir veri seti yok çünkü paylaşılmadı, sadece nisan ayında şehirler paylaşıldı 3-4 Nisan'da. sonradan sadece yoğunluk haritası filan yayımlandı.

nisan ayının ortasından beri bu tarz bir veri hiç paylaşılmadı zaten.

google maps api

google api sitesinden bakabilirsin ücretlere. request sayısına göre farklı ölçeklendirmeleri var. incelemen gerek baya detaylı

çok teşekkürler,

peki bir soru daha sormak isterim eğer tecrübeniz varsa.
diyelim ki realtime tracking yaptık, bu requestler her seferinde tekrar tekrar mı düşüyor bu durumda? yani saniyede 1 güncelleniyor desek, dakikada 60 request mi ahrcıyor bir kullanıcı?

Google'ın zaten böyle bir API'ı var, iki nokta arasındaki takip edilmesi gereken rotayı step by step şeklinde array olarak sana veriyor. harita üzerinde rotayı bu şekilde çizebiliyorsun. aynı zamanda anlık trafik bilgisine göre yolun uzunluğu ile birlikte kaç dakikada tamamlanabileceği de yazıyor. tabii API'ye request yaparken yürüme, arabayla, bisikletle vs. onu belirtiyorsun.

developers.google.com

fiyatlar burada,
developers.google.com

fakat bu standart bir kullanım, iki nokta verirsin sana rotayı verir. eğer bunu turn by turn, anlık olarak sürücünün aldığı yola göre güncellemek istiyorsan bu şekilde kullanmak Google'ın kurallarına aykırı ve zaten maliyetli olacaktır.

şurada da görebilirsin maddeyi,

stackoverflow.com

Daha önce benzer bir proje yaptığım için araştırmıştım baya, Uber, getir, bitaksi, Lyft gibi şirketler private API kullanıyorlar muhtemelen, çünkü Google normal kendine ait API'da o navigasyon ekranını doğrudan kendi uygulamanın içine gömmeye izin vermiyor. eskiden de zaten Uber'de filan rota takibi için Google Maps veya Waze'e geçiş yapıp geri geliyorlardı. sonradan bu uygulamalar kendi in app navigation ekranlarını yaptılar.

getir'i kullanmadım hiç ama bitaksi yandex ile çalışıyordu, hatta doğrudan yandex uygulaması içinden de taksi çağırma özelliği filan eklenmişti, haliyle bitaksi ile getir aynı şirket olduğundan yandex servislerini kullanıyorlardır diye tahmin ediyorum.

webrazzi.com

edit:

bu arada karşı tarafa güncel konum gönderme olayı google maps'ten bağımsız, muhtemelen anlık soket bağlantısı ile sürücünün konumunu alıp müşteri ekranında gösteriyor.

edit2:

bahsettiğim private api için google ile iletişime geçin ekranı şurada, fakat bu dediğim gibi realtime Navigation. eğer sen başlangıç ve son noktaya göre rota çizip sürücü nereden giderse gitsin umrunda değilse google Directions API senin için yeterli olacaktır.

webcache.googleusercontent.com

Hocam 7 sene gecikmediniz mi ps5 alın bari.

alınır ya neden alınmasın, biz almıştık sorun yaşamadık hiç. garantisi ıvırı zıvırı tam sıfır, kapalı kutu ürün diyorsa puanı da yüksekse bahtsız bir bedevi de değilsen sorun olmaz bence.

sıfır alma, kullanım ömrü max iki yıl olur. ikinci el temiz al, hevesin geçince 5’e terfi et

Al geç ya ben aldım ithalatçı garantili filan şimdilik sıkıntı yok. Arkadaşın biri sony eurasia garantili al mutlaka dedi ama dinlemedim onu. Çünkü fiyat farkı vardı. Kapalı kutu gayet güzel geldi yani sorun olmadı.1 yıl ithalatçı garantisi vardı.

PS5 al diyenleri de çok takma. Çünkü bu alet ülkemize gelecek onu bekleyeceksin. Geldi diyelim Kaç paradan gelecek. Yanlış anlama 1000 TL lik farkı düşünen (bende öyleydim) PS5 filan alamaz. 7000 TL den filan bahsediyorlar.

Cep telefonu, playstation, bilgisayar vb. aklınıza gelebilecek her şeyi hepsiburada vb. gibi sitelerden alıyorum, aldım. Bugüne kadar hiç sorun yaşamadım. Vatan gibi yerler gerçekten çok pahalı satıyor. Bugüne kadar kimse de bana bozuk telefon veya kırık playstation falan göndermedi. Çok zenginsem yine de garantili alırdım, orası ayrı. Ama bugüne kadar ben durduk yere playstation'ı bozulan çok az kişi duydum zaten.

Al gitsin hepsiburada iyi o konuda. Ya da migros metro gibi mağazalar kampanya yapıyor. Denk gelirsen yapıştır. PS5 al diyenleri de takma ilk geldiğinde sayılı geleceği için fiyatlar yüksek olur sonrasında düşer. Ben olsam pro almam ama slim alır geçerim.

sorun olmaz dediğiniz sitelerden alabilirsiniz. zaten paranız o sitelerin güvencesi altında. ama bence sıfır almayıp ikinci el alın. ikinci elde temizlerini 2400e falan bulursunuz.

2. el bile alabilirsin. Bu cihazlar öyle yıpranan, telefon gibi hassas yapılı aletler değiller. Hele hele bozulma gibi olayları hiç yok.

Ben ps4'ü ilk çıktığı günlerde almıştım, yıllarca kullandım geçen sene başlarında satmıştım. Kaç senelik cihaz sorunsuz çalışıyordu. Sonra dayanamadım 4 ay önce letgo'dan 2. el aldım o da sorunsuz cayır cayır çalışıyor :D

Bence de 2. El al.

Bu arada ps5 globalde ne zaman satışa sunuluyor bilen var mı?

www.amazon.com

şundan var bende. kuvvet uyguluyor evet, yalnız bir şekilde omuz ekseninde dönüyor, yani bu arkadaki kısmı yukarı kayıyor. o kaymadıkça iyi oluyor bana. arada düzeltmek zorunda kalıyorum.

@ron dennis

peki ne kadar uzun zamandır kullanıyorsun, bir süre sonra artık kullanmadan da düzgün durmayı öğreniyor mu vücut?

kullanmadım ama bu tarz ürünlerin mantığında temel bir problem görüyorum ben. yaşam tarzı nedeniyle hepimizin sırt kasları göğüs kaslarına göre zayıf kalıyor ve bu da zamanla omuzların ileri çıkmasına neden oluyor. bu ürün de omuzlarını geriye çekeceği için vücudun karşı koyarken göğüs kaslarını gerecek, sonuçta yine göğüs bölgesi çalışmış olacak ve bu da sorunu daha da ilerletecek. çok büyük bir ihtimalle senin ihtiyacın olan asıl şey sırt kaslarını güçlendirmek.

bunun yerine yoga yapanların kullandıklarından ucuz bir direnç bandı al, internette "resistance band exercises, rounded shoulders" diye arayıp sırt kaslarını güçlendirmeye bak. En kalıcısı bu olur.

aslında şöyle bir soru sormak lazım, kalıcı olarak posture sorununu düzeltebilen var mıdır?

Pilates. Gerçekten.

Şöyle düşünmek daha doğru: aslında onlar az çalışmıyor, sen fazla çalışıyorsun.

İstersen "bak metrikler bu, ben daha fazla çalışıyorum" diyip zam isteyebilirsin, ya da sen de az çalışabilirsin. Ama bence en doğrusu aldığın para sana göre emeğinin karşılığı ise aynen devam edebilirsin, diğeri kaytarıyorsa bu işverenle onun arasındaki bir problem, senlik bir durum yok.

@ plutongezegendegilmi

Ben şöyle hissediyorum. Az çalışıp, işi sallamayınca takım liderimden laf işitirim diye çekiniyorum. Eh, bir de en önemlisi aldığım paranın hakkını verme mevzusu var dediğin gibi. Vicdanım rahat etmiyor az çalışınca ya da boşverince.

İşe daha yeni başladığım için zam konusu pek mümkün değil, hedef tutarsa anca prim alabiliyorum.

Diğerlerinden de daha düşük performans göstermezsen takım lideri laf etmez, çünkü çok çalışırken fazladan bir şey yapmadı ki az olunca laf etsin. Yani belki dingil biridir eder, bilemiyorum, ama normalde etmemesi lazım.

Aynı durumu ben de çok yaşadım, bulduğum çözüm canımın istediği kadar çalışmak. Hatta şu an baya az çalışmama rağmen takımdakilerden daha düşük maaş aldığım için kimse laf etmiyor.

niye fazla fazla çalışıyorsun ki,babanın işi değil sonuçta. onlar az çalışmıyordur senin gözüne az geliyordur.

burda problem şu yöneticin yapılan işlerin kim tarafından yapıldığını, yani kimin ne kadar çalıştığı ölçebiliyor, analiz edebiliyor mu?

eğer yöneticin olayı sadece takım çalışmasının sonucu olarak görüyorsa evet enayi gibi oluyorsun. aynı hissiyatı ben de yaşadım saçma gelebilir çoğu kişiye ama bazen insan sevdiği işi yapınca kendi işiymiş gibi davranıyor ve üstüne bir de para kazanıyorum moduna girebiliyor. fakat işin rengi böyle değil.

mümkünse üst yöneticiye ekibi şikayet ederek değil de senin elindeki iş yükünün fazla olduğunu anlatmaya çalış. eğer yönetici bunu anlayacak kapasitede değilse ya da bu durumun zaten farkında ve umrunda değilse hiç uğraşma çalışma temponu diğer ekibe uyarla.

@ aziz dostum jack

Kimin ne kadar aktif olduğunu, kaç tame vaka yaptığını hem yöneticiler hem ben görebiliyorum. Onun takibinde bir sıkıntı yok yani.

Bu nesele ayrıca şöyle bir sorun doğuruyor; her şey performansa dayalı olduğu için, benim fazla içerik kontrol etmem hata payımı da arttırıyor hızlı ve daha fazla çalıştığım için. Çünkü yavaş davranınca çok fazla içerik birekiyor sistemde. O zaman da işte takım liderleri, “beyler siz hayırdır?” Diyebiliyor

Dediğiniz daha mantıklı gibi duruyor ayrıca. Bu yol daha makul gibi her iki taraf için.

Bir sonraki işyerin için çalışmaya başla.

tebrikler ekşi duyuru bug'ı bulmuşsunuz :)

neden öyle dediniz :D

Hahahahahaha. Normalde eklediğiniz kodun burada çalışmaması gerekiyordu ama çalışıyor :D

Sorunuzun cevabı da ajax kullanmamanız durumunda isset fonksiyonunu kullanabilirsiniz. Tiklenmiş ise value'ya bakmadan true diyin, boşsa false diyin.

BUGU NASIL YAPTIĞIMI BİLİYORUM 5 PAPELE SATARIM :D

Kalmadıysa en son yasaktı

21 mart'ta yasaklandı sonrasında aksi bir karar alınmadı bildiğim kadarıyla.

twitter.com

(bkz: 21 mart 2020 piknik ve mangal yasağı)

şimdi diyeceksin ki sadece bize mi yasak, haklısın.
kadıköy'de caddebostanda mangal yakılmasa da piknik yapılıyor.

Yasakmış. Haftasonu yemeğimizi paket olarak alıp evin yakınındaki ormanda yiyelim kimse yoktur dedik. Ortam dumandan geçilmiyordu nasıl yasaksa.

bugün ankara mavi göle gittim motorla, yakan yoktu. sordum yasakmış.

eksisozluk.com (sadece linkler olarak filtreledim)

başlık bu,

aradığınız entry de tam olarak şu olabilir.

eksisozluk.com

7179 sayılı kanun'un 3. Bölümün'deki 9. Maddenin 6. Fıkrası der ki,

"Bedelli askerlik hizmetinden; fiilî askerlik hizmetine başlayanlar, bakaya durumunda bulunanlar ve yoklamasının yapıldığı tarihte yoklama kaçağı veya saklı olanlar yararlanamazlar."

www.resmigazete.gov.tr

fakat burda şöyle bir durum var, tecil bitse de hemen 2 ay içerisinde kimseyi askere göndermezler, celp tarihlerine vs. bakmak gerekiyor. tecil süresi bittikten sonra yüksek lisans kaydı yaptırıp askerliği erteleyenleri gördüm ben 2 sene önce, fakat son durumlar nedir bilmiyorum.

en sağlıklısı şubeye gidip danışsın.

gayet açık aslında, ekstra bir anlamı yok. ps4 ile birlikte pes 2020 oyunu da var.

zaman zaman ps satışları böyle bundle'lı oluyor, ps ile birlikte oyun da geliyor. bazen oyunun yanında ikinci kol filan oluyor vs. ps'in kutusunun tasarımı filan o oyuna özel oluyor.

örnek,
www.youtube.com

steam'de arkadaş olarak eklediysen ve arkadaşın oyuna başlamadan önce arkadaşlarım da katılabilsin seçeneğini aktif ettiyse (default açık geliyor) sen oyuna girdiğinde sağda arkadaşlarının listesini görebiliyorsun, arkadaşın eğer oyundaysa "şu anda şunu oynuyor" gibi bir ibare çıkar, arkadaşının isminin üstüne tıklayıp oyuna katıl diyorsun. eğer yer varsa odada giriyorsun.